Off topic: Bir çevirmenin sıradan bir günü
Thread poster: Emin Arı
Emin Arı
Emin Arı  Identity Verified
Türkiye
Local time: 21:05
English to Turkish
+ ...
Jun 3, 2015

Efendim geçenlerde elimde iş olmadığı bir gün hadi gideyim bir Mercedes alayım dedim. Kaç zamandır aklımdaydı ama işlerden vakit bulamıyordum. İzmir'deki Mercedes bayisine gittim. Üstü açık bir model beğendim. Arabayı hemen almak için oradaki görevliye "bütçem kısıtlı, bu yüzden bu arabayı bana değerinin 5'te biri fiyatına satar mısınız? Ayrıca ücretini 3 ay sonra veririm." dedim. Satış görevlisi çok şaşırdı ve "çok şakacısınız, sabah sabah beni g... See more
Efendim geçenlerde elimde iş olmadığı bir gün hadi gideyim bir Mercedes alayım dedim. Kaç zamandır aklımdaydı ama işlerden vakit bulamıyordum. İzmir'deki Mercedes bayisine gittim. Üstü açık bir model beğendim. Arabayı hemen almak için oradaki görevliye "bütçem kısıtlı, bu yüzden bu arabayı bana değerinin 5'te biri fiyatına satar mısınız? Ayrıca ücretini 3 ay sonra veririm." dedim. Satış görevlisi çok şaşırdı ve "çok şakacısınız, sabah sabah beni güldürdünüz" dedi. "Hayır efendim, ne şakası? Ben ciddiyim! Ben müşterilerimden hergün böyle teklifler alıyorum" dedim. Bayideki görevliler nazikçe beni dışarı çıkardılar. Bu arada gözümün morarması tamamen benim hatam, kapıya çarptım.

Daha sonra bari yemek yapmak için bir şeyler alayım dedim. Markette alışveriş yapmadan önce kasap reyonundaki beyefendiden "kıyma için en iyi fiyatını" vermesini istedim. Kasap reyonundaki görevli "anlayamadım" dedi. Bunda anlamayacak ne var ya? Bir sürü kişi benden "en iyi fiyat" isterken ben kasaptan neden istemeyeyim? Ne anlayışsız ve kaba insanlar var şu dünyada!

Sinirim bozulmuş bir halde eve geldim. Baktım evi b... götürüyor. Hemen temizliğe gelen Ayşe hanımı aradım. Ertesi gün gelip evi 2 saat içinde temizlemesini istedim. Yerleri, camları silecek, tozları alacak, perdeleri, bulaşıkları yıkayacak ve tabi ki ütüleri de halledecekti. Bütün bunları 2 saat içinde yapmasını istedim. O da "Vallah Emin bey, mümkün deeel, sadece iki elim var benim" dedi. Ne ayıp! Benden 20.000 kelimeyi iki günde bitirmemi istiyorlarda da ben evin 2 saat içinde temizlenmesini istemem suç mu?

Sonra, sonra... Bir iş teklifi geldi. Kısıtlı bir bütçesi olan 9000 kelime için 350 TL veriyorlardı ve işi iki gün içinde teslim etmemi istiyorlardı. Tabi ki işi hemen kabul ettim, sonuçta müşteri her zaman haklıdır.

Anladım ki şu dünyada biz çevirmenler dışında herkes çok kaba ve anlayışsız. Dünya çevirmenler ve onların müşterileri gibi olsa ne kadar güzel bir yer olurdu. Biliyorum bu bir ütopya ama insanlık bir gün bunu da başaracak. Adım gibi "Emin"im!



[Değişiklik saati 2015-06-03 07:37 GMT]
Collapse


 
Haluk Erkan
Haluk Erkan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 21:05
German to Turkish
+ ...
UZAYLI Jun 3, 2015

Ah Emin Beyefendi, benzer deneyimleri ben de yaşamak zorunda kaldım ne yazık ki…

Bu sabah fırına gittim ekmek almak için, “Ödemeyi 6 hafta sonra PayPal hesabınıza yapacağım, bana mail adresinizi verir misiniz?” deyince koca göbekli fırıncı aptal aptal suratıma baktı, başka dünyadan filan sandı beni. “Ne diyon yavrım sen? Git saba saba başımdan, deli midir ne...” Oysa biz çevirmen olarak iş tesliminden 8 hafta sonrasına kadar döviz kurundan tırt�
... See more
Ah Emin Beyefendi, benzer deneyimleri ben de yaşamak zorunda kaldım ne yazık ki…

Bu sabah fırına gittim ekmek almak için, “Ödemeyi 6 hafta sonra PayPal hesabınıza yapacağım, bana mail adresinizi verir misiniz?” deyince koca göbekli fırıncı aptal aptal suratıma baktı, başka dünyadan filan sandı beni. “Ne diyon yavrım sen? Git saba saba başımdan, deli midir ne...” Oysa biz çevirmen olarak iş tesliminden 8 hafta sonrasına kadar döviz kurundan tırtıklayan PayPal üzerinden ücretimizi almaya mecbur bırakılıyoruz, yine de sesimizi dahi çıkaramıyoruz. Sıkıysa bir şey söyle, adam kaçar gider, bir daha da iş-miş alamazsın. Fırıncının ne PayPal dan haberi var, ne de gecikmeli ödemeden. Acı acı güldüm içimden, “Hangi yüzyılda yaşıyor bu adam ya…” dedim, gülünce koca göbeği hop hop hoplayan fırıncı cebimden nakit para çıkarmadan zırnık ekmek vermedi ya, neyse…

Sonra markete gittim, on kuzu, yirmi beş tavuk, yüz kilo şeker, iki yüz kg un aldım. Kıtlık olacakmış yakında, ona hazırlanayım dedim. Kasadaki sırıtık kıza, “Bu yüklü alış verişin indirimi ne kadar?” diye sordum. Ergenlik çağından yeni çıkmış yüzü sivilcelerle bezeli kızcağız da fırıncı gibi bana uzaylı muamelesi yaptı, tuhaf tuhaf yüzüme baktı ve kaşlarını çatarak ekledi: “Ne indirimi? Ne indirimi? Club kartınız var mı Beyefendi? Varsa seçili ürünlerdeki indirimden yararlanabilirsiniz, ayrıca hafta sonları kimi ürünler promosyonda oluyor, 100 TL ve üzeri alışverişlerinizde…” derken, sivilceli kızın bozuk makineden çıkarcasına ezberden söylediği tiz sesli nakaratın tamamını dinlemeye gerek duymadan alış veriş arabalarını kasanın önünde bırakıp sıvıştım. Kızcağız arkamdan,”Ama beyefendi, bunları burada böyle bırakıp gidemezsiniz. Güvenlik! Güvenlik!” diye bağırıp duruyordu. Ama kim tutar beni… Peki, bir çevirmenden nasıl oluyor da 10.000 kelimelik çeviri işinde indirim istenebiliyor? 10.000 olunca daha mı kolay oluyor çeviri? Daha az mı çalışıyoruz? Daha düşük kalitede bir iş mi teslim ediyoruz?

Daha sonra sanayide bir marangoza gittim. Yeni bir masa lazım. “Ustalık belgeni, referanslarını, doğum belgeni, varsa ebenin adresini, vergi numaranı ve CVni görebilir miyim? Ha, bir de deneme için şöyle ufak bir tabure yapıverde görelim”, dedim. Dedim demesine de… Bugün nereye gitsem insanlar bana uzaylı muamelesi yapmakta kararlı. Marangoz da bana öküzün trene baktığı gibi bakıyor. “Ne diyon sen gardaş, aha benim refiransım!” deyip bana nasırlı kocaman ellerini gösteriyor. “Bundan eyi refirans bulursan getir, görek.” Peki, biz Allahın kulu değil miyiz? Neden her seferinde çevirmen olarak kendimizi kanıtlamamız, belgelememiz gerekiyor? Neden ona buna deneme çevirileri yapmamız isteniyor?

------------------------------------------------------------------------

Bunlar hikâye tabii… Ancak belgeli 30 yıllık çevirmenlik deneyimi olan birinden siz hâlâ daha CV, deneme çevirisi vs. istiyorsanız, ben sizin… Aslında artık kızmıyorum. Almanca, İngilizce ve Türkçe hazır metinlerim var. Kopyalayıp yapıştırıyorum suratlarına! Profesyoneller özür diliyor, ahmaklar diretiyor. Onlar yoluna, ben yoluma! Unutuyorlar: Ekmeğin bir lira olduğu bir ülkede kimse aç kalmıyor.

------------------------------------------------------------------------

Konuyla ilgili uygulamalarım aynen şöyle:

1) Son 3-4 yıldır artık deneme çevirisi yapmıyorum, gerçekten. İsteyenler profilimdeki örneklere bakar, o kadar!

2) Ödeme süresinin 2 veya azami 3 hafta olması için başta pazarlık yapıyorum Avrupalılarla. Alışık değiller, değiller ama ben onları ufak ufak alıştırmaya başladım bile.

3) Ne TRADOS eşleşme indirimi ne de “toptancı” indirimi uyguluyorum. Kereste satmıyorum burada, çevirirken her kelime için kafa yoruyorum.

Sağlıcakla kalın…


[Bearbeitet am 2015-06-03 14:27 GMT]
Collapse


 
ATIL KAYHAN
ATIL KAYHAN  Identity Verified
Türkiye
Local time: 21:05
Member (2007)
Turkish to English
+ ...
Riskler, Ücretler, Denemeler Jun 3, 2015

Yazdiginiz makaleler gerçekten okunmaya deger ve anlamli. Keyifle okudum. Süphesiz hepimiz bu sorunlari yasiyoruz. Ben egitim olarak bir makine mühendisiyim. Uzun seneler bu isi yaptiktan sonra kendi seçimim olan çevirmenlige basladim.

Herhangi bir sirket ise bir mühendis alacagi zaman temel olarak onun özgeçmisine bakar. Eger özgeçmisini begenirse onu is görüsmesine çagirir. Bu görüsme karar vermede son asamayi olusturur. Kesinlikle ona "yarin fabrikaya/ofise
... See more
Yazdiginiz makaleler gerçekten okunmaya deger ve anlamli. Keyifle okudum. Süphesiz hepimiz bu sorunlari yasiyoruz. Ben egitim olarak bir makine mühendisiyim. Uzun seneler bu isi yaptiktan sonra kendi seçimim olan çevirmenlige basladim.

Herhangi bir sirket ise bir mühendis alacagi zaman temel olarak onun özgeçmisine bakar. Eger özgeçmisini begenirse onu is görüsmesine çagirir. Bu görüsme karar vermede son asamayi olusturur. Kesinlikle ona "yarin fabrikaya/ofise gelin, bir gün çalisin, ondan sonra düsünürüz" demez. Bu onun aldigi bir risktir. Yasamda hepimiz birtakim riskler aliriz. Risk almadan yasam pek olasi degildir. Sirketler dogal olarak bireylerden çok daha fazla riskler alirlar.

Ben muhtemelen hiçbirinizin yapmadigi bir uygulamayi yapiyorum. Bu da benim seçimim. Benim çeviri için belirledigim sabit (biri TL, digeri USD cinsinden) ücret var. TL ücretim ile USD ücretim tam olmasa da hemen hemen birbirine esit. Gerek yerli gerekse yabanci bürolar için asla farkli ücretler vermiyorum. Ücretim konusunda % 100 tutarli oluyorum. Farkli ücretler verme gibi bir uygulamayi istesem de yapamam. Bu benim için kendimle çelisme anlamina gelir ki içim rahat etmez. Bundan sonra da yapmayi düsünmem. Beni rijid olmakla suçlayabilirsiniz, kabul ederim. Tek sikayetim bol müsterimin olmamasidir. Bununla da yasamayi ögrendim. En azindan, bazi meslekdaslarimizin yaptigi gibi süper düsük ücretler vermiyorum.

Deneme çevirisi konusuna gelirsem, ben genellikle bu talepleri geri çevirmiyorum. Benim de elimde hazir bir çeviri var. Özgeçmisim (Avrupalilarin CV, Amerikalilarin Resume dedikleri döküman) hem Ingilizce hem de Türkçe olarak var bilgisayarimda. Size de öneririm. Bu kendiniz için yapabileceginiz en yararli çeviri isidir. Gerçi sirketler genellikle kendi dökümanlarinin çevrilmesini tercih ediyorlar. Yine de elimde/elinizde olmasi gereken bir dökümandir.

Belki bir gün hepimizin bir beyin firtinasi yapip ortak konularda uzlasmaya giderek bazi ortak kararlar almamizda yarar olabilir. Bu çok zor olur, biliyorum. Ama yine de denenebilir. Gerçi biz basit bir Powwow organize ederken bile zorlaniyoruz.
Collapse


 
Mustafa C. KATI
Mustafa C. KATI  Identity Verified
Türkiye
Local time: 21:05
English to Turkish
+ ...
hay ağzınıza sağlık Jun 4, 2015

neredeyse 45 günlük bir vadenin sonunda geçen ayın sonunda almam gereken ödemeyi tamamen ilgili şirketin muhasebesinin öküzlüğünden dolayı hala alamamış ve üstelik Salı gününe kadar da alamayacak olduğum böylesi bir halde satırlarınızı okurken "..." şeklinde bıraktığınız kısımları ben itinayla doldurdum bile..

 
Haluk Erkan
Haluk Erkan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 21:05
German to Turkish
+ ...
UZAYLI-2 Jun 4, 2015

Akşamüstleri dört-beş gibi şekerim düşer, yakındalardaki bir kafeye uğradım tatlımsı bir şeyler atıştırmak için. Gözüm hayretler içinde vitrindeki Schwarzwälderkirsch pastasında kaldı. Bir parça pasta, bir de sütlü kahve söyledim yanına. Pastanın gerçekten hakkını vermişler. “Pastaları kim yapıyor?” diye sordum merakla. Kafenin sahibi Avusturyalı bir göçmenmiş, bizzat kendisi yapıyormuş. Tadına vara vara yedikten sonra, doyamadım bir parça daha sö... See more
Akşamüstleri dört-beş gibi şekerim düşer, yakındalardaki bir kafeye uğradım tatlımsı bir şeyler atıştırmak için. Gözüm hayretler içinde vitrindeki Schwarzwälderkirsch pastasında kaldı. Bir parça pasta, bir de sütlü kahve söyledim yanına. Pastanın gerçekten hakkını vermişler. “Pastaları kim yapıyor?” diye sordum merakla. Kafenin sahibi Avusturyalı bir göçmenmiş, bizzat kendisi yapıyormuş. Tadına vara vara yedikten sonra, doyamadım bir parça daha söyledim aynı pastadan. Afiyetle yedim, çok özlemişim.

Garsona, “Pastadan iki tane yedim, ne kadar Trados indirimi yapıyorsunuz?” diye sorunca ipler o an koptu! Film koptu! Sabahtan beri bildiğim aynı manzara: Garson bana aval aval bakıyor… Artık gerçekten uzaylı olduğuma kanaat getirmeye hazırlanırken, “Trados da kimmiş? Yeni mafya babası falan mı? Biz zaten mafyaya koruma parası veriyoruz. Devlete verdiğimiz vergiler yetmezmiş gibi…” diyerek söylenmeye başlıyor kaytan bıyıklı, kusursuz İstanbul ağzıyla konuşan doğulu genç garson. O da Trados’tan bihaber. “Bak” diyorum, tişörtümü kaldırıp midemin üzerindeki fermuarı açıyorum, “Bak orda, o gördüğün benim Tradosum, bir şeyden birden fazla yersem indirim talep ediyor. Gördün de mi, nasıl kızmış! Dikkat et seni de yemesin!” demeye kalmıyor, garson basıyor feryadı, “İmdat! İmdat! Yetişin! Burada uzaylı var!”

[Bearbeitet am 2015-06-04 09:02 GMT]
Collapse


 


To report site rules violations or get help, contact a site moderator:


You can also contact site staff by submitting a support request »

Bir çevirmenin sıradan bir günü


Translation news in Türkiye





Protemos translation business management system
Create your account in minutes, and start working! 3-month trial for agencies, and free for freelancers!

The system lets you keep client/vendor database, with contacts and rates, manage projects and assign jobs to vendors, issue invoices, track payments, store and manage project files, generate business reports on turnover profit per client/manager etc.

More info »
TM-Town
Manage your TMs and Terms ... and boost your translation business

Are you ready for something fresh in the industry? TM-Town is a unique new site for you -- the freelance translator -- to store, manage and share translation memories (TMs) and glossaries...and potentially meet new clients on the basis of your prior work.

More info »